AK Parti Samsun İl Başkanlığı Siyasi Hukuki İşler Başkanı Mehmet Köse tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde toplumsal ve siyasi unsurlarıyla birlikte ilk darbe 27
Mayıs 1960 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu dönem, Türkiye’de darbelerin başlangıcı olarak
tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. 27 Mayıs Askeri Darbesi ile birlikte Anadolu’nun
yetiştirdiği çok sayıda vatan evladı yine vatanı için bedel ödemek durumunda bırakılmıştır.
Her bir vatandaşımızın gönlünde yer edinen, hamuru vatan sevgisi ile yoğrulmuş milletin evlatları hukukun vesayet altına alındığı dönemlerde işkenceler görmüş, idam sehpalarında şehit edilmiştir. Darbelerle birlikte meydana gelen vesayet hegemonyası hem bu ülkenin geleceğini hem de milletimizin demokrasi, ekonomi, moral ve motivasyonunu öğütmüştür.
1950 yılında iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, milletimizin milli ve
manevi değerlerini Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan CHP iktidarının antidemokratik
uygulamalarını rafa kaldırmış, Türkiye’ye çağ atlatmış, milletin milli, manevi değerlerini iade-i itibar etmişlerdir. Tek parti rejiminin ülkemize yaşattığı en büyük zulüm olan Türkçe Ezanı
özüne döndürerek, Anadolu’nun Ezan-ı Muhammedi’ye olan özlemini gidermişlerdir.
Takvimler 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde, milli iradenin yüksek teveccühü ile dönemin
tek parti zihniyetini geride bırakarak iktidara gelen Demokrat Parti, darbeci, vesayetçi zihniyet tarafından “alaşağı edilmiştir”. 1961 Eylül’ünde ise Adnan Menderes ve arkadaşları Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan mizansen yargılamalar sonucu idam sehpasına çıkarılmış, aileleriyle helalleşmelerine dahi izin verilmeyen milletin evlatları, idam sehpasında bile Milletimizin saadetini düşünerek hayata veda etmişlerdir.
27 Mayıs’ta başlayan darbeler 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat ile devam etmiş ve
milletimize büyük zararlar vermiştir. Yalnızca milletin evlatları değil bilakis demokrasi ve milli
iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti karanlığa gömülmek istenmiştir. 27 Nisan E-Muhtırası,
15 Temmuz Darbe Girişimi ile uyandırılmaya çalışılan bu karanlık odaklar, Aziz Milletimizin
15 Temmuz Gecesi gösterdiği kararlılık ile sekteye uğratılmış ve ilelebet engellenmiştir.
Türkiye’de darbeler tarihi bir daha açılmamak üzere 16 Temmuz sabahı itibariyle kapanmıştır.
Sahneye koyulmak istenilen oyunlara, Türkiye’ye diz çöktürmek istenen her eyleme karşı
milletine ve hizmete sevdalı kadrolar ile Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir.
Kişiler değişse de asırlardırsüregelen oyunların farkında olan bizler halkımız ile birlikte
Hak mücadelemizi sürdürmeye, ülkemizi her çeşit saldırıya karşı müdafaa etmeye devam
edeceğiz.
17 Eylül karanlık gecesinin 60’ıncı yılında, surda bir gedik açarak nesillere yol veren,
daha demokratik ve özgür bir ülkede yaşayabilmemiz için canlarını feda eden Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız.'
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde toplumsal ve siyasi unsurlarıyla birlikte ilk darbe 27
Mayıs 1960 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu dönem, Türkiye’de darbelerin başlangıcı olarak
tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır. 27 Mayıs Askeri Darbesi ile birlikte Anadolu’nun
yetiştirdiği çok sayıda vatan evladı yine vatanı için bedel ödemek durumunda bırakılmıştır.
Her bir vatandaşımızın gönlünde yer edinen, hamuru vatan sevgisi ile yoğrulmuş milletin evlatları hukukun vesayet altına alındığı dönemlerde işkenceler görmüş, idam sehpalarında şehit edilmiştir. Darbelerle birlikte meydana gelen vesayet hegemonyası hem bu ülkenin geleceğini hem de milletimizin demokrasi, ekonomi, moral ve motivasyonunu öğütmüştür.
1950 yılında iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, milletimizin milli ve
manevi değerlerini Anadolu coğrafyasından silmeye çalışan CHP iktidarının antidemokratik
uygulamalarını rafa kaldırmış, Türkiye’ye çağ atlatmış, milletin milli, manevi değerlerini iade-i itibar etmişlerdir. Tek parti rejiminin ülkemize yaşattığı en büyük zulüm olan Türkçe Ezanı
özüne döndürerek, Anadolu’nun Ezan-ı Muhammedi’ye olan özlemini gidermişlerdir.
Takvimler 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde, milli iradenin yüksek teveccühü ile dönemin
tek parti zihniyetini geride bırakarak iktidara gelen Demokrat Parti, darbeci, vesayetçi zihniyet tarafından “alaşağı edilmiştir”. 1961 Eylül’ünde ise Adnan Menderes ve arkadaşları Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan mizansen yargılamalar sonucu idam sehpasına çıkarılmış, aileleriyle helalleşmelerine dahi izin verilmeyen milletin evlatları, idam sehpasında bile Milletimizin saadetini düşünerek hayata veda etmişlerdir.
27 Mayıs’ta başlayan darbeler 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat ile devam etmiş ve
milletimize büyük zararlar vermiştir. Yalnızca milletin evlatları değil bilakis demokrasi ve milli
iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti karanlığa gömülmek istenmiştir. 27 Nisan E-Muhtırası,
15 Temmuz Darbe Girişimi ile uyandırılmaya çalışılan bu karanlık odaklar, Aziz Milletimizin
15 Temmuz Gecesi gösterdiği kararlılık ile sekteye uğratılmış ve ilelebet engellenmiştir.
Türkiye’de darbeler tarihi bir daha açılmamak üzere 16 Temmuz sabahı itibariyle kapanmıştır.
Sahneye koyulmak istenilen oyunlara, Türkiye’ye diz çöktürmek istenen her eyleme karşı
milletine ve hizmete sevdalı kadrolar ile Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir.
Kişiler değişse de asırlardırsüregelen oyunların farkında olan bizler halkımız ile birlikte
Hak mücadelemizi sürdürmeye, ülkemizi her çeşit saldırıya karşı müdafaa etmeye devam
edeceğiz.
17 Eylül karanlık gecesinin 60’ıncı yılında, surda bir gedik açarak nesillere yol veren,
daha demokratik ve özgür bir ülkede yaşayabilmemiz için canlarını feda eden Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan başta olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız.'