ÇARŞAMBA SANTRALİ VE ÇERNOBİL
Çarşamba’ya bölge halkının tüm tepkilerine rağmen Biyokütle Enerji Santrali’nin yapımı devam ediyor.
Vatandaşın tepkisine iktidarın tüm temsilcileri ve bürokratları kulaklarını kapatmış başka türkü söylemeye devam ediyor.
Çarşamba ovası bu…
Ekilen, biçilen, tarım yapılan bereketli bir ova.
Üstelik Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından korumaya alınmış bir ova.
Büyük Ova Kanunu ile korunan ve Tarımsal Sit Alanı ilan edilen Çarşamba Ovası.
Bölgede on binlerce insan yaşıyor.
Büyük bir çoğunluğu tarımla geçiniyor.
Ama kimin umurunda…
Vekili, belediye başkanı, valisi, bürokratı adeta seferber olmuş.
Bu santral yapılacak da yapılacak…
Hepsinin ağzında bu türkü…
Valisi “Çet Raporuna gerek yok” diyor…
Milletvekili “Bu santral yapılacak başka yolu yok” diyor…
Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan, işi gücü bırakmış santralin faydalarını anlatıyor.
Büyükşehir Belediye başkanı Mustafa Demir, “Santral bir devreye girsin zararlıysa kapatırız” diyor.
Bölgenin Ak Parti Milletvekili Fuat Köktaş, bölge insanlarını ve muhtarlarını ayağına çağırıp “Bu santral yapılacak. Adamlar işi bitirmiş. Bunun başka yolu yok. Bu santral yapılacak. Zararı varsa kapatırız” diyor.
Yani anlayacağınız siyasetçisi, bürokratı santralin yapımı için adeta seferber olmuş…
“Santral hele bir yapalsın zararı varsa kapatırız” diyor.
Sonra bir bakıyoruz TBMM’de bir kanun teklifi.
Milletvekilleri kanun teklifi veriyor.
“Termik santrallerin bacalarına filtre takılması 2,5 yıl ertelensin” diye…
Bu teklifi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veto etmesi ile işin arka planında birçok iddia ortaya çıkıyor.
Milletvekillerinin santralciler tarafından tehdit edildiği iddiaları bir anda ülke gündemi oluşturuyor.
Bu olaylar üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri para kazanacak diye halkımızın zehirlenmesine göz yumamayız” açıklaması işin mahiyetini ortaya koyuyor.
Şimdi bu Çarşamba’ya yapılan santralin savunuculuğu yapan siyasilere ve bürokratlara soruyoruz…
Bu santrali yapan firmayı neden savunuyorsunuz ?
Günde 630 ton atık yakacak santral neden başka bir yere değil de Çarşamba Ovası’nın ortasına kuruluyor ?
Neden, işi gücü bırakıp halkı ikna etmeye çalışıyorsunuz ?
Bu santralden başka bölgeye santral yapılacak mı ?
Santral zarar verirse kapatırız hele bir açılsın demenizin altında ne yatıyor ?
Bu soruları bölge halkı adına soruyoruz…
Kendi adımıza da bu soruyu soruyoruz.
Bir kişi ya da bir firma para kazanacak diye bütün bölge halkını neden karşınıza alıyorsunuz ?
Diyelim ki sizin dediğiniz oldu.
Santralin yapımı bitti ve santral faaliyete geçti.
Bir süre sonra santralin zararları ortaya çıktı.
Hani diyorsunuz ya “Zararını görürsek kapısına kilidi vururuz” diye…
Bu söylediğinize siz inanıyormusunuz ?
Gerçekten kapısına kilit vurabilecek misiniz ?
Diyelim ki olmaz ya hadi oldu da kapısına kilit vurdunuz…
Bu milletin yüzüne o zaman nasıl bakacaksınız ?
Sizin Çernobil faciası sonrasında ekranların başına geçip “Bakın bu çaylarda radyasyon yok. Ben içiyorum. Siz de için” diyen dönemin bakanı Cahit Aral’dan ne farkınız olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri para kazanacak diye halkımızın zehirlenmesine müsaade etmeyiz” sözü ne olacak.
Son olarak…
Bu santrali niye savunuyorsunuz ?
“Santral hele bir yapılsın zararlıysa kapatırız” sözünüzün altında ne var ?
Tekrar görüşmek üzere…
Çarşamba’ya bölge halkının tüm tepkilerine rağmen Biyokütle Enerji Santrali’nin yapımı devam ediyor.
Vatandaşın tepkisine iktidarın tüm temsilcileri ve bürokratları kulaklarını kapatmış başka türkü söylemeye devam ediyor.
Çarşamba ovası bu…
Ekilen, biçilen, tarım yapılan bereketli bir ova.
Üstelik Cumhurbaşkanı ve Ak Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından korumaya alınmış bir ova.
Büyük Ova Kanunu ile korunan ve Tarımsal Sit Alanı ilan edilen Çarşamba Ovası.
Bölgede on binlerce insan yaşıyor.
Büyük bir çoğunluğu tarımla geçiniyor.
Ama kimin umurunda…
Vekili, belediye başkanı, valisi, bürokratı adeta seferber olmuş.
Bu santral yapılacak da yapılacak…
Hepsinin ağzında bu türkü…
Valisi “Çet Raporuna gerek yok” diyor…
Milletvekili “Bu santral yapılacak başka yolu yok” diyor…
Çarşamba Belediye Başkanı Halit Doğan, işi gücü bırakmış santralin faydalarını anlatıyor.
Büyükşehir Belediye başkanı Mustafa Demir, “Santral bir devreye girsin zararlıysa kapatırız” diyor.
Bölgenin Ak Parti Milletvekili Fuat Köktaş, bölge insanlarını ve muhtarlarını ayağına çağırıp “Bu santral yapılacak. Adamlar işi bitirmiş. Bunun başka yolu yok. Bu santral yapılacak. Zararı varsa kapatırız” diyor.
Yani anlayacağınız siyasetçisi, bürokratı santralin yapımı için adeta seferber olmuş…
“Santral hele bir yapalsın zararı varsa kapatırız” diyor.
Sonra bir bakıyoruz TBMM’de bir kanun teklifi.
Milletvekilleri kanun teklifi veriyor.
“Termik santrallerin bacalarına filtre takılması 2,5 yıl ertelensin” diye…
Bu teklifi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın veto etmesi ile işin arka planında birçok iddia ortaya çıkıyor.
Milletvekillerinin santralciler tarafından tehdit edildiği iddiaları bir anda ülke gündemi oluşturuyor.
Bu olaylar üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri para kazanacak diye halkımızın zehirlenmesine göz yumamayız” açıklaması işin mahiyetini ortaya koyuyor.
Şimdi bu Çarşamba’ya yapılan santralin savunuculuğu yapan siyasilere ve bürokratlara soruyoruz…
Bu santrali yapan firmayı neden savunuyorsunuz ?
Günde 630 ton atık yakacak santral neden başka bir yere değil de Çarşamba Ovası’nın ortasına kuruluyor ?
Neden, işi gücü bırakıp halkı ikna etmeye çalışıyorsunuz ?
Bu santralden başka bölgeye santral yapılacak mı ?
Santral zarar verirse kapatırız hele bir açılsın demenizin altında ne yatıyor ?
Bu soruları bölge halkı adına soruyoruz…
Kendi adımıza da bu soruyu soruyoruz.
Bir kişi ya da bir firma para kazanacak diye bütün bölge halkını neden karşınıza alıyorsunuz ?
Diyelim ki sizin dediğiniz oldu.
Santralin yapımı bitti ve santral faaliyete geçti.
Bir süre sonra santralin zararları ortaya çıktı.
Hani diyorsunuz ya “Zararını görürsek kapısına kilidi vururuz” diye…
Bu söylediğinize siz inanıyormusunuz ?
Gerçekten kapısına kilit vurabilecek misiniz ?
Diyelim ki olmaz ya hadi oldu da kapısına kilit vurdunuz…
Bu milletin yüzüne o zaman nasıl bakacaksınız ?
Sizin Çernobil faciası sonrasında ekranların başına geçip “Bakın bu çaylarda radyasyon yok. Ben içiyorum. Siz de için” diyen dönemin bakanı Cahit Aral’dan ne farkınız olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Birileri para kazanacak diye halkımızın zehirlenmesine müsaade etmeyiz” sözü ne olacak.
Son olarak…
Bu santrali niye savunuyorsunuz ?
“Santral hele bir yapılsın zararlıysa kapatırız” sözünüzün altında ne var ?
Tekrar görüşmek üzere…