Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Burada bir kez daha Ayasofya’nın kiliseden değil, müzeden camiye dönüştürüldüğünün altını çizmek istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın statüsü konusundaki gelişmelere değinerek, " Ayasofya kiliseden değil müzeden camiye dönüştürülmüştür. Ayasofya'yı yeniden vakfiyesine uygun hale getirirken kültürel miras vasfını da ecdadın yaptığı gibi koruyacağız. Ayasofya'yı yanlış bir kararla da olsa müzeye biz çevirmiştik, onu yeniden camiye de biz döndürüyoruz. Ayasofya'yı 1934'te kim müzeye çevirdi? Bir yanlışı biz düzeltiyoruz. Burada bir kez daha Ayasofya’nın kiliseden değil, müzeden camiye dönüştürüldüğünün altını çizmek istiyorum" ifadesini kullandı.
Bu kutsal mabedi, 1453 yılında harap bir vaziyette teslim alıp camiye dönüştürenin Fatih Sultan Mehmet Han ve ardından gelen padişahlar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Harap hâlde bir ana kubbe olarak teslim alınan Ayasofya; külliyesi, minareleri, kütüphanesi, şadırvanı, imareti, hamamı, sıbyan mektebi, sebilleri, türbeleri, muvakkithanesi, kasr-ı hümayunu, hünkâr mahfili ve nice eklemeleriyle tam anlamıyla bize ait bir eser hâline dönüşmüştür” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam beş asırdır süren bu sahiplenişi yok sayarak, burayı fetihten önceki hâliyle tasavvur etmekte ısrarın gerisinde, gaflet yoksa, başka şeyler aramak gerekir. Gerçi, daha yakın tarihlerde yaşanan sokak eylemlerinde İstanbul’un duvarlarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazıldığını da unutmadık. İstanbul’un fethinden utanmak, sadece kendini Türk ve Müslüman olarak görenlerin değil, bu topraklarda yaşayan hiç kimsenin hissiyatı olamaz. Fethin sorgulanışının bir adım gerisi Söğüt, onun bir adım gerisi Malazgirt ve İznik, onun bir adım gerisi Bedir’dir” ifadelerini kullandı.
“Gün, bu ulu mabedin yeniden özüne dönmesinin sevincini ‘ama’sız, ‘fakat’sız, ‘lakin’siz, hesapsız kitapsız bir şekilde yaşama günüdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’yı yeniden vakfiyesine uygun hâle getirirken, kültürel miras vasfını da ecdadın yaptığı gibi koruyacaklarının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’nın statüsü konusundaki gelişmelere değinerek, " Ayasofya kiliseden değil müzeden camiye dönüştürülmüştür. Ayasofya'yı yeniden vakfiyesine uygun hale getirirken kültürel miras vasfını da ecdadın yaptığı gibi koruyacağız. Ayasofya'yı yanlış bir kararla da olsa müzeye biz çevirmiştik, onu yeniden camiye de biz döndürüyoruz. Ayasofya'yı 1934'te kim müzeye çevirdi? Bir yanlışı biz düzeltiyoruz. Burada bir kez daha Ayasofya’nın kiliseden değil, müzeden camiye dönüştürüldüğünün altını çizmek istiyorum" ifadesini kullandı.
Bu kutsal mabedi, 1453 yılında harap bir vaziyette teslim alıp camiye dönüştürenin Fatih Sultan Mehmet Han ve ardından gelen padişahlar olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Harap hâlde bir ana kubbe olarak teslim alınan Ayasofya; külliyesi, minareleri, kütüphanesi, şadırvanı, imareti, hamamı, sıbyan mektebi, sebilleri, türbeleri, muvakkithanesi, kasr-ı hümayunu, hünkâr mahfili ve nice eklemeleriyle tam anlamıyla bize ait bir eser hâline dönüşmüştür” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tam beş asırdır süren bu sahiplenişi yok sayarak, burayı fetihten önceki hâliyle tasavvur etmekte ısrarın gerisinde, gaflet yoksa, başka şeyler aramak gerekir. Gerçi, daha yakın tarihlerde yaşanan sokak eylemlerinde İstanbul’un duvarlarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazıldığını da unutmadık. İstanbul’un fethinden utanmak, sadece kendini Türk ve Müslüman olarak görenlerin değil, bu topraklarda yaşayan hiç kimsenin hissiyatı olamaz. Fethin sorgulanışının bir adım gerisi Söğüt, onun bir adım gerisi Malazgirt ve İznik, onun bir adım gerisi Bedir’dir” ifadelerini kullandı.
“Gün, bu ulu mabedin yeniden özüne dönmesinin sevincini ‘ama’sız, ‘fakat’sız, ‘lakin’siz, hesapsız kitapsız bir şekilde yaşama günüdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya’yı yeniden vakfiyesine uygun hâle getirirken, kültürel miras vasfını da ecdadın yaptığı gibi koruyacaklarının altını çizdi.