Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na mafya vergisi Tepkisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun "Uyuşturucu ticareti yapan adamdan, organ ticareti yapan adamdan, kara parayla devleti dolandıranlardan vergi alacaksın" sözlerine tepki göstererek "Sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır? İstikametini tamamen şaşırmış" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Asgari ücretten hangi vergiyi alacaksın? Sen asıl vergiyi, alınması gereken yerlerden alacaksın. Uyuşturucu ticareti yapan adamdan, organ ticareti yapan adamdan, kara parayla devleti dolandıranlardan vergi alacaksın” sözlerini hatırlatarak, “Dün ne diyor; 'Uyuşturucu kaçakçılarına, organ mafyasına vergi'. Bu ne demek biliyor musunuz; 'Uyuşturucu satıcılığı yapabilirisiniz, organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz'. Sen ne yapıyorsun, farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır? İstikametini tamamen şaşırmış. O zaman gel, şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur, bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını kur, hiç olmazsa devlet senden bir şeyler elde etsin. Başka bir işe yaramıyorsun. Dün bunu kendin grup konuşmanda söyledin. Vergi konusunda da maliyede belli bir tecrübesi var. Dolayısıyla bu adımı atarsa belki bir işe yarar. CHP'nin kafasında, 1940'ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz.” ifadesini kullandı.
Bu zihniyetin 70 yıl sonra hortladığını gördük
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zihniyet geçtiğimiz günlerde, 'Mevlana'nın vuslat yıl dönümü töreni' kılıfı altında, asırların birikimi olan bir geleneği yerle yeksan etmeye kalktı. Milletimizin uzun mücadeleler sonunda yıktığı Kur'an-ı Kerim'i ve ezanı Türkçe okutma benzeri bir garabet, 'Mevlevi Mukabelesi' adı altında İstanbul'da sahnelendi. 'Allahuekber' demekten, 'Lailaheillallah' demekten, 'Sadakallahulazim' demekten imtina eden zihniyetin, 70 yıl sonra yeniden hortladığına şahit olduk” açıklamasında bulundu.
Kimsenin kökeniyle, inancıyla, meşrebiyle, kültürüyle, hayat biçimiyle uğraşmadıklarının, uğraşmayacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin de kendi inançlarına, meşreplerine, kültürlerine el ve dil uzatmasına müsaade etmeyeceklerini vurguladı.
Bu çarpık hesap, bizden önce milletten döner
“Kur'an-ı Kerim'e inanıyorsanız, ona gereken hürmeti göstermek mecburiyetindesiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazreti Mevlana'nın veya bir başka mürşidin izinden gidiyorsanız, bu yolun asırlara sari geleneklerine saygı göstermek mecburiyetindesiniz” dedi.
Müslümanlar için Kur'an-ı Kerim'in nasıl kıraat edileceğine, ezanın nasıl okunacağına, ibadetin nasıl yapılacağına, o inancın temel kaynakları ve onlardan beslenen âlimlerinin karar vermesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz anlamazsınız bu işten. Kaldı ki bu ülkenin bir Din İşleri Yüksek Kurulu var. Buraya sorun. Diyanet teşkilatına sorun. Ama dert başka. Dert, bu ülkenin değerleriyle oynamak, istihza etmek. Milletin böyle bir talebi yokken, kimi zaman ideolojik, kimi zaman turistik ve ticari hesaplarla dinî sembollerimize sataşılmasını art niyetli buluyoruz” açıklamasında bulundu.
“CHP'nin kafasında, 1940'ların faşist uygulamalarına geri dönüş gibi bir hesap varsa, peşinen bunun yanlış olduğunu söylüyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Korkarız bu işin sonu, bir tarihçi yazarımızın da isabetle belirttiği gibi, İstiklal Mahkemelerini yeniden kurma teşebbüsüne kadar varır. Gerçi bu kafa her fırsatta, AK Parti mensuplarını yargılamaktan şirketlere ve gazetelere el koymaya kadar, ancak İstiklal Mahkemesi icraatı olabilecek pek çok zırvayı açıkça dile getirmekten da kaçınmıyor. Bu çarpık hesap, bizden önce milletten döner. Demokrasiyi, hukuk devletini, millî iradenin üstünlüğünü, maziden atiye kurduğumuz köprüyle inşa etmekte olduğumuz büyük ve güçlü Türkiye vizyonunu zehirleme gayretleri beyhudedir. Ülkemizi geriye değil ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama milletimizin değerlerine, tarihine, kültürüne yönelik hiçbir terbiyesizliği, hiçbir saldırıyı da hoş göremeyiz.”