Hancıoğlu, Samsun'un kaynaklarını birilerine peşkeş çekiyorlar
CHP samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alarak Samsun'un sorunları ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Samsun'da her 3 kişiden birisinin icralık olduğunu ifade eden Hancıoğlu, Samsun'da yaklaşık 100 bin gencin işsiz olduğunu ve Samsun'a yapılan yatırımların bir planlama yapılmadan gerçekleştirildiğini ve sonuçlarına Samsunluların katlanmak zorunda bırakıldığını söyledi.
Hancıoğlu'nun TBMM Genel kurulu'nda yaptığı konuşmanın satır başları:
Aslında Samsun'un sorunu tektir, o sorun da Adalet ve Kalkınma Partisinin ta kendisidir. Nasıl derseniz… Bugün bu güzel şehri yöneten anlayış, Samsunluların çözüm bekleyen sorunlarına sırt çevirmiş, kaynaklarını yandaşa teslim etmiş, havasını suyunu zehirlemiş, insanları ölümle burun buruna getirmiş ve bu durumdan zerre kadar rahatsızlık duymayan bir anlayıştır.
Çiftlik Caddesi ve Bafra otogarı neden değiştirildi ?
Sizlere bunu birkaç örnekle vermek istiyorum. İlk örneği; İlkadım ilçesindeki Çiftlik Caddesi. Bu cadde 2014 yılında milyonlarca lira masraf yapılarak trafiğe kapatıldı. Kapatan kim? AK PARTİ büyükşehir belediyesi. Aradan altı yıl geçti, bu cadde yine milyonlar harcanarak bu kez trafiğe açıldı. Kim açtı? Yine aynı belediye. Planlama yok, mühendislik yok. Peki ne var? "Ben bilirim." anlayışı var, yandaşa vatandaşın parasını peşkeş çekmek var.
Diğer bir örnek Bafra ilçemizden. Aynı büyükşehir belediyesi üç yıl kadar önce bu ilçemizin gerçekten de ihtiyacı olan yeni otogar projesi için düğmeye bastı. Projelerin, kamulaştırmaların, altyapı masraflarının hepsine oluk oluk paralar harcandı. Sonra bir baktık, otogar projesinin yeri değişmiş. Hangi vicdan, hangi akıl, hangi ahlak bu israfı, bu talanı, bu savurganlığı savunabilir?
Samsun'da her 2 çekten biri ödenmiyor
Samsunluların parası böyle boşa harcanırken şehirde işsizlik bir virüs gibi yayılıyor. Bu paralarla Samsun'da sayıları yüz bine yaklaşan genç işsizimize istihdam sahası yaratmak çok mu zor? Geçen yıl bu şehirde 1.650 esnaf iflas etti. Ayakta kalanlar ise deyim yerindeyse sinek avlıyor. Bugün, Türkiye'de her 3 çekten 1'i yazılırken Samsun'da her 2 çekten 1'i ödenemiyor. Adliye adliye olmaktan çıktı, bildiğiniz emlak dükkânı; duvarlar icradan satılık gayrimenkul ilanlarıyla dolu. Şehrin nüfusu 1 milyon 350 bin, 410 bin icra dosyası var. Yani her 3 Samsunluya bir icra dosyası düşüyor.
Vezirköprü'nün bitmeyen yolu
Bugün, Samsun sahipsiz bırakılmış bir şehirdir. Sahipsizliğin nasıl bir şey olduğunu Vezirköprü ilçemize gidin, gözlerinizle göreceksiniz. Bu ilçeyi dünyaya bağlayan yol, yıllardır "ölüm yolu" diye adlandırılıyor. Yolu duble hâle getirmek için projeler yapıldı ama bitmedi. Kunduz Dağları'nda millî takımlar için kamp tesisi kuruldu, müteahhit "Zarar ediyorum." diye bırakıp gitti; şimdi orası çürümekte. Sekiz yılda bir hastane inşaatı bitmez mi? Vezirköprü'de bitmiyor. Kaç müteahhit değişti? Sayın Bakana soruyoruz: "İnşallah bu yıl hizmete girecek." diyor; bekleyip göreceğiz.
Sit alanına zehir santrali yapılıyor
Birisi de şu kürsüye çıkıp memleketimizin en değerli ovası Çarşamba Ovası'nın orta yerine biyokütle enerji santralinin hangi akılla, hangi mantıkla kurulacağını izah etsin. Devletin tarımsal sit alanı olarak ilan ettiği yani tarımsal üretim dışında bir çivi dahi çakılması yasak olan Karadeniz'in en büyük, en verimli ovasına zehir santrali yapılmasına nasıl izin verilir? Yazıktır, günahtır! Samsunlular bu savurganlığın, bu hesap kitap bilmezliğin faturasını sadece parasıyla değil, canıyla da ödüyor ve bu gidişle daha çok canlar yanacak.
Sel tehdidi için ne yapıyorlar ?
Şimdi, buradan Samsun'u ve tüm Türkiye'yi uyarıyorum: Salıpazarı, Terme, Çarşamba bölgesinde geçen yıl iki büyük sel felaketi yaşandı. 2 vatandaşımız bu sel felaketinde hayatını kaybetti, köprüler yıkıldı, tarlalar yok oldu. Aradan geçen süre içinde dere ıslah çalışması ya da bu taşkın önleme projelerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Millet bahçesi yapmak için 30 milyonu bulanlar, sel tehdidi altındaki vatandaşlarımız için parmağını oynatmıyor. Bu uyarımı bir kenara not edin; bu saatten sonra bu bölgede yaşanacak sellerden, can ve mal kayıplarından verdiği sözleri tutmayan siyasetçiler ve bürokratlar sorumludur. Vatandaşın parasını sadece üç beş yandaşına rant sağlamak için savuran saray iktidarı sorumludur.