STATÜKO ve SİSTEM
Bir Anayasa Profesörü konuşmasının bir bölümünde şöyle demişti.
Anayasalar da insan gibidir.
Doğarlar, gelişirler ve değişirler.
Neye göre ?
Toplumun ihtiyaçlarına göre.
Sistemin ihtiyaçlarına göre.
Ülkenin ihtiyaçlarına göre.
Nasıl bir çocuğa elbise çocuğun gelişimine göre değişiyor ise Anayasalarda ihtiyaca göre değişirler.
Anayasa profesörü diyor.
Bizde de bir anayasa değişikliği yapılacak.
Bu değişikliği hazırlayanlar gerekçe olarak sistemin ihtiyaçlarına göre değişikliğin yapılacağını söylüyor.
Karşı çıkanlar ise böyle bir ihtiyaç olmadığını iddia ediyor.
Meydanlarda, sokaklarda, her yerde bir “EVET” ve “HAYIR” tartışmasıdır aldı başını gidiyor.
Şimdi soralım bakalım.
Bu anayasa değişikliği görüşmeleri nerede başladı ?
Mecliste değil mi ?
Nasıl yapıldı ?
Bir hatırlayın.
Kavgalar, hakaretler, küfürleşmeler, ısırmalar, vs.
Kim yaptı bunları ?
Parlamentoda bulunanlar.
Statükocular ve değişim isteyenler.
Neden, mecliste anlaşamadılar ?
Neden, sorunu vatandaşa taşıdılar ?
Ben söyleyeyim.
Birbirlerine güvenmiyorlar.
Çünkü, birileri samimi değil.
Birilerinin ağzından çıkan sözler ile yaptıkları farklı.
Çünkü, statüko birilerinin işine geliyor.
Çünkü, sistem değişir ise birileri kaybedecek.
O koltuklar var ya o koltuklar.
Birileri için her şeyin, her değerin üzerinde.
Kalkılır mı o koltuktan ?
Terkedilir mi ol koltuk ?
Sistem değişir ise koltukları sahipleri de değişecek.
Siyasi partilerin liderlik cuntası bitecek.
Bütün mesele bu aslında.
Sadece şuna bir bakın.
Bir başbakan koltuğundan olacağını bile bile anayasa değişikliği kabul edilsin diye uğraşırken.
Diğerleri başbakan olabilmek için mücadele ediyor.
Hangisi samimi ?
Birisi ülke menfaati bunu gerektiriyor diye koltuğundan vazgeçiyor.
Diğeri o koltuğa sahip olabilmek için yapmadığını ardına koymuyor.
Bir şey kalmadı.
İki gün sonra referandum yapılacak ve kararı millet verecek.
Millet ne derse o olacak.
Fakat, referandumdan ne çıkarsa çıksın hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ak Parti kazansa da kaybetse de bir hesaplaşma yaşayacak.
Çünkü, vatandaşlar FETÖ terör örgütü ile ilgili bir siyasi hesaplaşmayı bekliyor.
Ak Parti’nin taraftarlarından alacağı son prim referandum olacak.
Ak Parti taraftarları arasında konuşulan tek konu bu durum.
Diğer cephede ise durum pek de farklı değil.
CHP seçmeni Kılıçdaroğlu’nu bir çok sebepten dolayı aslında çokta istemiyor.
Ama, onlarda dere geçilirken at değiştirmek istemiyorlar.
Referandumda “EVET” çıkarsa ki anketler bunu gösteriyor.
Kılıçdaroğlu için zor günlerin başlayacağı anlaşılıyor.
Kararı vatandaş verecek.
Yetki millette.
Tekrar görüşmek üzere.
Bir Anayasa Profesörü konuşmasının bir bölümünde şöyle demişti.
Anayasalar da insan gibidir.
Doğarlar, gelişirler ve değişirler.
Neye göre ?
Toplumun ihtiyaçlarına göre.
Sistemin ihtiyaçlarına göre.
Ülkenin ihtiyaçlarına göre.
Nasıl bir çocuğa elbise çocuğun gelişimine göre değişiyor ise Anayasalarda ihtiyaca göre değişirler.
Anayasa profesörü diyor.
Bizde de bir anayasa değişikliği yapılacak.
Bu değişikliği hazırlayanlar gerekçe olarak sistemin ihtiyaçlarına göre değişikliğin yapılacağını söylüyor.
Karşı çıkanlar ise böyle bir ihtiyaç olmadığını iddia ediyor.
Meydanlarda, sokaklarda, her yerde bir “EVET” ve “HAYIR” tartışmasıdır aldı başını gidiyor.
Şimdi soralım bakalım.
Bu anayasa değişikliği görüşmeleri nerede başladı ?
Mecliste değil mi ?
Nasıl yapıldı ?
Bir hatırlayın.
Kavgalar, hakaretler, küfürleşmeler, ısırmalar, vs.
Kim yaptı bunları ?
Parlamentoda bulunanlar.
Statükocular ve değişim isteyenler.
Neden, mecliste anlaşamadılar ?
Neden, sorunu vatandaşa taşıdılar ?
Ben söyleyeyim.
Birbirlerine güvenmiyorlar.
Çünkü, birileri samimi değil.
Birilerinin ağzından çıkan sözler ile yaptıkları farklı.
Çünkü, statüko birilerinin işine geliyor.
Çünkü, sistem değişir ise birileri kaybedecek.
O koltuklar var ya o koltuklar.
Birileri için her şeyin, her değerin üzerinde.
Kalkılır mı o koltuktan ?
Terkedilir mi ol koltuk ?
Sistem değişir ise koltukları sahipleri de değişecek.
Siyasi partilerin liderlik cuntası bitecek.
Bütün mesele bu aslında.
Sadece şuna bir bakın.
Bir başbakan koltuğundan olacağını bile bile anayasa değişikliği kabul edilsin diye uğraşırken.
Diğerleri başbakan olabilmek için mücadele ediyor.
Hangisi samimi ?
Birisi ülke menfaati bunu gerektiriyor diye koltuğundan vazgeçiyor.
Diğeri o koltuğa sahip olabilmek için yapmadığını ardına koymuyor.
Bir şey kalmadı.
İki gün sonra referandum yapılacak ve kararı millet verecek.
Millet ne derse o olacak.
Fakat, referandumdan ne çıkarsa çıksın hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ak Parti kazansa da kaybetse de bir hesaplaşma yaşayacak.
Çünkü, vatandaşlar FETÖ terör örgütü ile ilgili bir siyasi hesaplaşmayı bekliyor.
Ak Parti’nin taraftarlarından alacağı son prim referandum olacak.
Ak Parti taraftarları arasında konuşulan tek konu bu durum.
Diğer cephede ise durum pek de farklı değil.
CHP seçmeni Kılıçdaroğlu’nu bir çok sebepten dolayı aslında çokta istemiyor.
Ama, onlarda dere geçilirken at değiştirmek istemiyorlar.
Referandumda “EVET” çıkarsa ki anketler bunu gösteriyor.
Kılıçdaroğlu için zor günlerin başlayacağı anlaşılıyor.
Kararı vatandaş verecek.
Yetki millette.
Tekrar görüşmek üzere.